E-Posta Davada Delil Kabul Edilir mi?

Günümüz şartlarında iş hayatımızın vazgeçilmezi e-postalardır. İşyerinde sürekli olarak e-posta yöntemiyle haberleşme sağlanır ki bu yöntem telefon ile beraber en sık kullanılan iletişim kanalıdır. İşçi ve işveren anlaşmazlıklarında çeşitli kanıtlar taraflar açısından sunulabilir. Bu kanıtların biri de e-postadır.

Geçenlerde bir yüksek mahkeme çalışma hayatına dair önemli bir karar verdi. Bu karar işyerinde işçiler, yöneticiler ve hatta icra kurulu başkanı ya da genel müdür (CEO olarak yazmıyorum. Türkçemizde böyle bir kelime yok) olarak görev alan çalışanlara iş güvencesi hükümlerinden hak aranabilecek. İşyeriyle işçi arasında ortaya çıkan anlaşmazlıklarda; örneğin fazla mesai, işe iade ya da gece çalışma gibi konulardan kaynaklanan davalarda e-postalar delil olarak kabul edildi. İşçilerin e-posta işçi için delil olarak kabul edilir mi? sorusuna da cevap verdi.

Yargıtay, kendi iradesiyle işçiyi işe alma ya da çıkarma yetkisi bulunmayan yöneticilerin de iş güvencesinden yararlanması adına e-posta kayıtlarının kanıt niteliğinde kabul edilip iş güvencesinden yararlanabileceğine hükmetti. Özgür iradesiyle işlem yapamayan yöneticiler iş güvencesi hükmünden yararlanabileceği belirtildi. Özel bir bankada yönetici olarak çalışan işçi ile banka arasındaki uyuşmazlık mahkemeye taşındı. Banka avukatı işçinin mesailerini kendisinin ayarladığını ve buna uygun çalışma koşulları oluşmuş bulunduğunu dile getirdi. Fazla çalışma saatlerini kendisinin ayarladığını ve davanın düşmesini talep etti. Banka çalışanı ise fazla çalışma saatlerini kanıtlamak amacıyla e-postaları mahkemeye sundu. Mahkeme e-postaları kanıt niteliğinde kabul etti. İşçinin gecenin geç saatlere kadar çalıştığını ve hafta sonları dahi çalıştığını belirledi.

Burada son husus olarak unutulmamalıdır ki e-postaların kanıt olarak sunulması da kendi başına bir kanıt niteliği taşımaz. E-postanın işçi tarafından gönderilmesinin kanıtlanması gerekmektedir. Delil olarak kabul edilmesi için e-postaların işçinin kendisinin gönderdiğinin kesin olarak kanıtlanması gerekmektedir. Mahkeme gerek gördüğü takdirde bilirkişi görevlendirip olayı araştırmasını da istenebilir.