Babalık İzini Nasıl Kullanılır ?

Mutluluklar, bir bebeğiniz oldu ya da olacak inşallah. Hayırlısı olsun. Anneler için tarifi anlatılamaz bir mutluluk, baba ise daha ne olduğunu tam anlayabilmiş değil. Yeni doğum sonrasında kimlik işlemleri, hastane işlemleri, koşuşturma derken buna da zaman lazım tabi. O da ne; işyeri izin verir mi ki şimdi ? Babalık izni var mıdır, babalık izni kaç gün ? Babalık izni hemen kullanılır mı? Babalık izni ne zaman kullanılır ? Aklınızda deli sorular. İşte bütün cevapları.

İster işçi olun ister memur insanlık gereği babalık iznine gerek duyarsınız. Devletimiz de tabi bu konuya kayıtsız kalmamış ve mazeret izni çerçevesinde değerlendirilmiş babalık iznini kanunlaştırmıştır.

4857 Sayılı İş Kanununda belirtilen mazeret izinleri kapsamıda, “işçiye, evlenmesi veya evlat edinmesi ya da ana veya babasının, eşinin, kardeşinin, çocuğunun ölümü halinde üç gün, eşinin doğum yapması halinde ise beş gün ücretli izin verilir” maddesi eklendi.

657 Sayılı Devlet Memurları Kanununda ise “Memura, eşinin doğum yapması halinde, isteği üzerine 10 gün babalık izni verilir.” Maddesi bulunmaktadır.

Açıkça görüldüğü üzere işçiler için babalık izni 5 gün, memurlar için babalık izni 10 gündür. Bu ayrımcılık da bir başka husus!

4-B Sözleşmeli çalışanların babalık izni 2 gündür.

Haftalık resmi tatiller babalık iznine eklenir. Dolayısıyla bu süre daha da uzayabilir. Çalışanların % 70 üstü engelli ya da sürekli hastalığı olan çocuğu varsa, anne ve babadan biri olmak kaydıyla 1 yıl içinde 10 güne kadar ücretli izin verilir. Bu izindeki amaç anne veya babanın çocuğuna hastane ve bakımı için zaman ayırması ihtiyacıdır.

Peki babalık izni ne zaman kullanılmalıdır ?

Bu süre, baba olunduğu tarihten itibaren başlar. Farklı zamanda kullanmanız idari müdürünüz yada işvereninizin inisiyatifindedir. Evlilik izninde çalışan, aynı takvim yılında evlilik izinini kullanabilir. Fakat babalık izin hakkı, baba olunan tarihte başlar ve işverenin izini dışında işçinin kendi kullanmak istediği zamanda kullandırılmaz.

Bu konuda kanunda açık bir ifade yoktur. Ancak konuyla ilgili incelemelerimizde uygulamaların bu şekilde olduğu ve bu konuda resmi makamlarca verilen önerilerin olduğu görülmektedir.